Testisler, yumurta şeklinde olup iki adet olarak “skrotum” adı verilen, gevşek bir cilt ve kas dokusuna sahip olan bir kese içerisinde yerleşmiş salgı bezleridir. Testis torbası içinde bulunan testisler, “spermatik kordon” adı verilen ve içinde testise ait damar ve sinirlerin yanı sıra “vas deferens” denilen meni kanalının bulunduğu bir kordon ile vücuda bağlanmaktadır. Testisler, erkeklerde testosteron adı verilen hormonun salgılanması ve sperm üretiminin gerçekleştirilmesi görevini üstlenmektedir.

İki ana tip testiküler germ hücresi tümörü bulunmaktadır: Seminoma ve non-seminoma. Bu tümörler farklı şekillerde büyüyerek yayılır ve farklı tedavi özelliklerine sahiptir. Non-seminoma tümörler, seminoma tümörlerine göre daha hızlı gelişir ve yayılır. Seminoma tümörler ise radyasyon tedavisine daha duyarlıdır. Ancak, bazı testis tümörlerinde hem seminoma hem de non-seminoma hücreleri aynı anda görülebilir. Testis tümörleri, erkeklerde nadir olarak görülse de özellikle genç ve erişkin erkeklerde daha sık rastlanmaktadır. Bu hastalık, genellikle gelişmiş ülkelerde daha yaygın olarak görülmektedir. Ayrıca, aile bireylerinden herhangi birinde tümör bulunması, kişide tümör gelişme riskini artıran önemli bir faktördür.

Testis kanserinde tanı genellikle fizik muayene ile konulmaktadır. Çoğu zaman ağrısız, tek taraflı skrotum içi kitle ile karşılaşılmaktadır. Ancak bazı hastalarda ağrı da olabilir. Bu hastalıkta tedavi ve erken tanı oldukça önemlidir. Erken bir şekilde muayene olup tedavi edildiğinde tüm riskler ortadan kalkar ve hastalık risk taşımaz. Tümör, ilk olarak testiste bezelye büyüklüğünde sert bir yumru olarak dikkat çeker. Genellikle bu yumru, dokunulduğunda acıma hissi oluşturmaz. Erken tanı için başka bir belirti bulunmamaktadır. Erkeklerin çoğu, testisteki tümörü kendisi hisseder. Ayrıca, testis tümörü nedeniyle kısırlık gibi bir durumla da karşılaşılabilir. Tedavi süreci bitene kadar tümör, bebek oluşumunu engelleyebilir. Ancak tedavi sonrasında bu tür kısırlık ortadan kalkar.

Testis tümörlerinin tedavisinde çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Cerrahi müdahale, radyoterapi ve kemoterapi en sık uygulanan tedavi yöntemleridir. Tümörlü hücrelere yüksek enerjili X-ışınları verilerek hücrelerin öldürülmesi ve bu şekilde hastalığın tedavisi sağlanabilir. Ancak, bu işlemlerden önce uygun doktor ve tedavi yönteminin seçilmesi oldukça önemlidir. Cerrahi müdahale genellikle tümörün testisten çıkarılması ile başlar. Ardından, hastalığın yayılma durumuna göre radyoterapi veya kemoterapi uygulanabilir. Tedavi sürecinde hastaların düzenli kontrol ve takipleri de önem arz etmektedir.